Son zamanlarda yurt dışındaki noterliklerce hazırlanan vekaletnamelerle, Türkiye’de işlem yapılması engelleniyor. Yurt dışında yaşayan ve zaman, uzaklık veya politik nedenlerden dolayı konsolosluklara gidemeyen Türk vatandaşlarının bulundukları ülke noterleri tarafından usulüne uygun olarak düzenlenmiş ve apostil eklenmiş vekaletnamelerle işlem yapmak hususunda Türkiye’de ciddi sorunlar yaşanmaktadır.
Bu sorun ciddi bir mülkiyet hakkı ihlaline dönüştü çünkü uluslararası hukuk kurallarına uygun olarak düzenlenmiş vekaletnamelerle malları üzerinde tasarruf etmek isteyen vatandaşlar bu haklarını kullanamıyorlar.
Araç satışı, gayrı menkul satışı, ebeveyn muvafakatnamesi veya sıradan işler için verilen vekaletnamalerle ilgili olarak noterlerin, tapu müdürlüklerinin, nüfus müdürlerinin zaman zaman işlem yapmak istemedikleri, işi yokuşa sürmek için akla izana gelmez bahaneler ürettikleri görülmektedir. Bu durumun özellikle Gülenistler için yaşandığı görülmektedir. Bazı noterlerin polis tarafından uyarıldığı ve baskı altına alındığı, bu gruba mensup insanların işlerini yapmamaları için tehdit edildiği, bizzat kendileri tarafından işlem yapmak isteyenlere ifade edilmiştir.
Yürürlükte olan Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre, yurt dışındaki noterlerce usulüne uygun olarak hazırlanan vekaletnameler, apostil edilmek suretiyle, konsolosluklarca düzenlenen veya Türkiye’de noterliklerce tanzim edilen vekaletnameler ile eşit hukuki statüye kavuşmaktadır. Hukukumuza göre bu vekaletnameler ile işlem yapılma isteği hiç bir surette reddolunamaz.
Ancak bazı noterler ve diğer kamu görevlileri, bu vekaletlerin mutlaka konsolosluklarca tanzim edilmesi gerektiği, apostil belgesinin vekaletten ayrı olması, apostildeki karekodun okutulması sonucu çıkan resmi internet sitesinin gerçekten o devlet kurumuna ait olmadığının ispat edilmesini istemek gibi akla izana gelmez ve açıkça hukuka aykırı bahaneler üretmektedirler.
Peki mevzuatımıza göre durum nedir?
Yeni Borçlar Kanununun 502 maddesinde vekalet; “ vekalet sözleşmesi, vekilin vekalet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir.” Şeklinde düzenlenmektedir.
Vekalet sözlü veya adi yazılı şekilde de düzenlenebilir ancak bir çok vekalet türü için özel şekiller benimsenmiştir. Bu özel vekaletlerle ilgili düzenlemelerin hemen hemen tamamında, vekaletin noterlikler veya yurtdışında konsolosluklar tarafından tanzim edileceği belirtilmiş.
Ancak noterlik ifadesinde özel bir ayırıma gidilmemiştir. Yani bu ifade yurt dışındaki noterleri de kapsamaktadır. Nitekim bir çok kamu kurumu tarafından yayınlanan tüzük, yönetmelik, genelge gibi düzenlemelerde noterler ifadesinin yurt dışındaki noterleri de kapsadığı anlaşılmaktadır.
Yurt dışında hazırlanmış vekaletnamelerin Türkiyede geçerli olacağı uluslararası hukukun da gereğidir. Zira yurt dışında hazırlanan vekaletnameler apostil belgesi eklenmektedir.
Apostil, bir belgenin gerçekliğinin tasdik edilerek başka bir ülkede yasal olarak kullanılmasını sağlayan bir belge onay sistemidir. Apostil’in kuralları 6 Ekim 1961 tarihli Lahey Konvansiyonuyla tespit edilmiştir. Apostil kuralları yalnızca Lahey Konferansı’na üye veya taraf devletler arasında geçerlidir.
Bu belge onay sistemiyle ilgili üye veya taraf devlet tarafından saptanan yerel bir merci, bakanlık, vb. bir kuruluş, belgenin gerçek olduğunu onaylayarak, başka bir üye veya taraf ülkede 6 Ekim 1961 tarihli Lahey Konvansiyonunda belirlenen kurallar çerçevesinde kullanılması için yasal hale getirirler.
Apostil tasdiki gerçekleştirilen belge, Lahey Konferansının tüm üye ve taraf devletlerinde geçerli bir belge olarak kabul edilir.
Mesela Tapu kadastro Genel Müdürlüğü Yabancı İşler Daire Başkanlığı tarafından yayınlanan 11.08.2015 tarih ve 1767 sayılı Genelgeye göre;
‘’ Sonuç olarak yurt dışında düzenlenmiş bir vekâletnamenin tapu müdürlüklerince yapılacak işlemlere esas alınabilmesi için; Türk konsolosluklarınca düzenleme şeklinde yapılmış bir vekâletname olması, La Haye Sözleşmesi’ne taraf ülkelerden birinde, taşınmaz tasarrufuna uygun olarak, düzenlendiği ülke lisanında, ilgilinin fotoğrafını da içerir şekilde düzenlenmiş ve apostil şerhi içeren bir vekâletname olması’’ ifadelerini kullanarak, açıkça yurt dışında hazırlanmış vekaletnamelerin gayrımenkul işlemleri için kullanılabileceğini hükme bağlamıştır.
Gene İçişleri Bakanlığı, Nüfus ve Vatandaşlık işleriGenel Müdürlüğü tarafından yayımlanmış, nüfus müdürlüklerindeki pasaport işlemlerinin nasıl yapılacağını düzenleyen 09.03.2018 tarihli ‘’ İKİNCİ NESİL PASAPORT UYGULAMA TALİMATI’’ balıklı düzenlemenin 13. maddesinde;
‘’ 13) Hak sahibi, ebeveynler ya da yasal temsilciler yurtdışında bulunuyorken ergin olmayanlar ya da kısıtlılar tarafından umuma mahsus pasaport, eş ve/veya çocukları tarafından hususi veya hizmet damgalı pasaport yurt içinden talep ediliyor ise;
a) Dış Temsilcilikçe onaylanmış muvafakatname veya vekâletnamenin, başvurunun alınacağı başvuru merkezinin e-postasına ya da faksına ilgili Dış Temsilcilikçe gönderilmesi,
b) Bulunduğu ülke noterlerince düzenlenen muvafakatname veya vekâletnamenin apostil edilmiş aslının yeminli tercüman tarafından yapılmış noter onaylı Türkçe tercümesinin ibraz edilmesi, halinde başvuru alınacaktır ’’ demek suretiyle gene yurt dışındaki noterliklerce hazırlanan usulüne uygun muvafakatnamelerin geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere yurt dışındaki noterlerce usulüne uygun olarak hazırlanmış ve apostil edilmiş belgelerin Türkiye’de geçerli olacağı hususu tartışmasızdır.
Buna rağmen bazı noterlerin ve bazı kamu görevlilerinin yurtdışından usulüne uygun olarak tanzim edilmiş vekaletnamelerle işlem yapmak istememeleri açıkça hukuka aykırıdır, özellikle araç veya taşınmaz satışları için verilen vekaletlerin kabul edilmemesi mülkiyet hakkının ihlali niteliğindedir. Bu taleplerin reddinden dolayı kişilerin bir zararı meydana gelmişse bu kişilere veya ilgili kurumlara karşı tazminat davası açabilirler.
Av. Hayrettin Açıkgöz