MASAK Tarafından Mülkiyet Hakkına ve Yargıya Müdahale

Daha önceki bir yazımızda mercek altına aldığımız, terör soruşturması nedeniyle maaşlarını alamayanların durumlarının mülkiyet hakkı ihlali niteliğinde olduğu yönündeki tespitimizin üzerinden kısa bir zaman geçtikten sonra bu sefer soruşturma ve kovuşturma altında olmasına rağmen emekli maaşlarını alanların maaşlarının iptal edilmesi için bir çalışma başlatıldığı haberi ile karşılaştık.

MASAK başkanı Hayrettin Kurt tarafından yapılan açıklamaya göre;  “İlgili mevzuat kapsamında kamudan ödeme aldığı tespit edilen ve aralarında Coşgun Çakar (eski EGM İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı), Mehmet Mükerrem Arı (Darbe girişimi sırasında NATO görevinde bulunan kurmay albay), Sadık Gök (Eski Abuja askeri ataşesi kurmay albay) Orhan Keskin (Mısır imamı), Halil Hardal (Moritanya imamı) Süleyman Gülez (örgütün kasası Mustafa Özcan’ın sağ kolu ve ana muhasebecisi) gibi FETÖ’nün önde gelen isimlerinin de bulunduğu 63 kişinin finansal işlemleri hakkında erteleme kararı verilerek bu kişilere yapılan kamu ödemelerinin (emekli maaşı/ ikramiyesi) kullanılmasının önüne geçildi. İşlemlerin ertelenmesi kararına ilişkin bilgiler 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 248’inci maddesinde düzenlenen ‘zorlama amaçlı el koyma ve teminat belgesi’ başlıklı hükmün uygulanmasına yönelik değerlendirme yapılmak üzere ilgili şahıslar hakkında arama kararı veren adli makamlarla paylaşıldı” dedi. Kurt, FETÖ kapsamında haklarında arama kararı bulunan firari örgüt üyelerine kamu kaynaklı ödemelerin yapılamaması ve bu ödemelerin kulanılmasının önlenmesi konusundaki çalışmaları sürdürdüklerini de bildirdi.

Bu linkten ( https://mulkiyetihlali.org/2020/07/13/emekli-maaslarina-iliskin-el-koyma-tedbiri-mulkiyet-hakki-ihlalidir/ ) okuyabileceğiniz makalemizde de belirttiğimiz üzere hem iç hukukumuzda hem de uluslararası hukukta emekli maaşı ve emeklilik hakkıyla ilgili özerk düzenlemeler vardır. Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti bir sosyal devlettir gene Anaysamızın 60. maddesine göre her vatandaş sosyal güvenlik hakkına sahiptir.  5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile düzenlenmiştir. Kanunun 93. maddesi uyarınca emekliye bağlanan maaşın Sosyal Güvenlik Kurumunun alacakları ve nafaka alacakları dışında muvafakat olmaksızın haczedilemeyeceği kuralı getirilmiştir. Bu düzenlemeden de açıkça anlaşılacağı üzere emekli maaşı kesinleşmiş bir alacaktan dolayı bile haczedilmez, bu sosyal devlet ilkesinin gereğidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarında sosyal güvenlik hakkı çok geniş yorumlanmıştır. AİHM, Moskal/Polonya ve Cakarevic/Hırvatistan kararlarında bunu net bir şekilde ortaya koymuştur.

Kaldı ki, emekli aylığı CMK 128. ve 248. maddede sayılan mal varlığı değerlerinden tamamen farklıdır. Bir alacak ya da hak olarak değerlendirilemeyeceği gibi ücret, ticari kazanç, hibe veya benzeri şekilde ivazlı ya da ivazsız iktisap edilen malvarlığı kategorisinde de değerlendirilemez. Emekli aylığı, sadece sosyal güvenlik sistemi ve prim ödeme esasından kaynaklanan bir haktır. Bu yönüyle değerlendirildiğinde suçtan elde edilmesi de çok olası değildir. Kısaca emekli aylığı, önceden   taksitle ödenen bedelin bazı katkılarla sonradan yine sahibine taksitle geri verilmesinden ibarettir.

Ayrıca Masak’ın herhangi bir yargı kararı olmaksızın bu kişilerle ilgili işlemleri -ki bu işlemler masak dışında bir çok kurum nezdinde yürütülmesi gereken işlemlerdir- erteleme yetkisi yoktur. Bu karar 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunun 19 uncu maddesinde Masak’ın görevleri arasında yoktur.

Masak başkanı tarafından yapılan açıklamada; ‘’İşlemlerin ertelenmesi kararına ilişkin bilgiler 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 248’inci maddesinde düzenlenen ‘zorlama amaçlı el koyma ve teminat belgesi’ başlıklı hükmün uygulanmasına yönelik değerlendirme yapılmak üzere ilgili şahıslar hakkında arama kararı veren adli makamlarla paylaşıldı” denilerek yargı makamlarını CMK 248. madde kapsamında işlem yapmaları yönünde yönlenlendirdikleri, böylece yargı mercilerini etkiledikleri de görülmektedir.

Masak başkanı Hayrettin Kurt tarafından yapılan bu açıklama ve devamında yapılacak işlemler başta mülkiyet hakkı olmak üzere sosyal güvenlik hakkına ve adil yargılanma hakkına açıkça aykırıdır.