Yeni Rekabet Kanunu Mülkiyet Hakkını Tehdit Ediyor

Ak Parti iktidarı tarafından, Rekabet Kanununda yapılması düşünülen değişiklikle, Rekabet Kuruluna, kartel kurduğu yahut hakim durumu kötüye kullandığı iddiasıyla soruşturulan şirketlerin  bazı faaliyetlerini ya da malvarlıklarını devretmeleri şeklinde tedbirler alma yetkisi veriliyor.

Bu değişiklik teklifi muhalefet tarafından mülkiyet hakkına müdahale olarak yorumlandı.

CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, kanun teklifinin AB’ye uyum çerçevesinde getirildiğini ama Avrupa Birliği mevzuatında böyle bir düzenleme olmadığını belirterek, “Burada teşebbüslerin mal varlıklarına, ortaklık paylarına el koyma yetkisi getiriliyor; Avrupa Birliği mevzuatında böyle bir düzenleme yok. Ayrıca bizim Anayasamıza da aykırı” dedi. İYİ Parti ise karşı oy yazısında kurumun eski Başkanı Aydın Ayaydın’ın, “Kurulun üyelerinin tamamının Cumhurbaşkanı tarafından atandığı ve daha önemlisi görevinden alınabildiği bir rekabet otoritesine böylesine bir yetkinin tanınması serbest piyasa ekonomisi ve en önemlisi yabancı yatırımcılar bakımında çok olumsuz bir sinyal olacak” şeklindeki konuştu.

 Yasa teklifinde ilk imza sahibi AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci, davranışsal tedbirlerin yetersiz kalması hâlinde yapısal tedbirlere başvurulacağını belirterek, “Bu yasa düzenlemesi, kesinlikle mülkiyet hakkına müdahaleyi içermemekte, davranışsal tedbirin yetersiz kaldığı anlarda nadiren başvurulacak yapısal tedbirleri öngörmektedir. Teşebbüslere kendini düzeltebilmek için de altı ay süre verilmekte. Kanun teklifiyle, ekonomimizin ve tüketicilerimizin en büyük düşmanı olan kartellerle mücadele noktasında da önemli düzenlemeler geliyor. Tüketicimizi e şirketlerimizi koruma noktasında Rekabet Kurumunun elini güçlendirmiş oluyoruz” dedi.

Teklif edilen madde metni:

4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 9’uncu maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklik şöyle: “Kurul; ihbar, şikâyet ya da bakanlığın talebi üzerine veya resen bu kanunun 4’üncü, 6’ncı veya 7’nci maddelerinin ihlal edildiğini tespit ederse, ilgili teşebbüs veya teşebbüs birliklerine rekabetin tesisi için yerine getirilmesi ya da kaçınılması gereken davranışları ve teşebbüslerin belirli faaliyetlerini yahut ortaklık paylarını ya da malvarlıklarını devretmeleri şeklindeki yapısal tedbirleri nihai kararında bildirir. Davranışsal ve yapısal tedbirler, ihlalle orantılı ve ihlalin etkili biçimde sona erdirilmesi için gerekli olmalıdır. Yapısal tedbirlere ancak daha önce getirilen davranışsal tedbirlerin sonuç vermediği hallerde başvurulur. Davranışsal tedbirlerin sonuç vermediğinin nihai kararla tespit edilmesi halinde ilgili teşebbüs veya teşebbüs birliklerine, yapısal tedbire uyması için en az 6 ay süre verilir. “

Mülkiyet hakkı Anayasanın 35. maddesi ve AİHS’nin 1 Nolu Ek Protokolünün 1. maddesinde güvence altına alınmış olmasına rağmen Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru istatistiklerine göre 2019 yılında en fazla hak ihlali mülkiyet hakkı ihlalleriyle ilgili oldu. Bu teklifin yasalaşması durumunda, tüm üyeleri cumhurbaşkanınca atanan Rekabet Kuruluna dolayısı ile iktidara, şirketlerin malvarlıkları hakkında suistimaller açık bir müdahale hakkı getirilmiş olacak. iktidarın sermayeyi tahakküm altına alcağı bir başka aparat daha geliştirilmiş olacak. İktidar milletvekilleri tarafından yasa değişikliği ile haklarında soruşturma bulunan şirketlere 6 ay süre verileceği, bu süre içerisinde davranışsal ve yapısal bir değişiklik olmaz ise ilgili tedbire başvurulacağı dile getirilse de Ak Parti iktidarı tarafından daha önce yapılan uygulamaların kanundaki güvencelere rağmen tamamen keyfi olarak hayata geçirilmiş olması muhalefetin endişelerini gidermedi. Bu örneklerin en çarpıcısı Bank Asya’ya el konulması olayıydı, BDDK tarafından bankaya bildirilen ve bankanın koşullarının iyileştirilmesini öngören raporda belirtilen eylemlerin tamamı banka tarafından yerine getirilmiş olmasına rağmen Banka el konulmaktan kurtulamamıştı.